Dermatoloji uzmanı Doç. Dr. Demir, güneşin uzun vadede cildi yaşlandırdığını belirterek “Ultraviyole ışınlarının cilt üzerine etkileri, mevsim, coğrafi bölge, maruz kalınan süre ve deri tipi gibi çeşitli faktörlerle yakından ilişkili olmakla birlikte günler ve aylar içinde ortaya çıkan etkiler ile yıllar içinde görülenler olmak üzere iki ana grupta değerlendirilebilir.
Kızarıklık, kuruluk, deride kalınlaşma, güneş yanığı, deri renginde koyulaşma güneş maruziyeti sonrasında erken dönemde ortaya çıkan bulgular iken yıllar içeresinde cilt tonunda düzensizlikler, leke oluşumu, kılcal kan damarlarında genişleme, deride incelme, ince çizgiler, kırışıklıklar ile birlikte güneşe bağlı yaşlanma ve deri kanseri dahil istenmeyen pek çok duruma yol açabilir” dedi.
BEBEKLERDE KULLANMAYIN
Ultraviyoleye bağlı erken dönemde ortaya çıkan bulguların her yaş grubunda görülebildiğine işaret eden Doç. Dr. Demir, şu bilgileri paylaştı:
“Altı aydan küçük bebeklerde, alerjik ve irritan reaksiyon riski nedeniyle güneşten koruyucu kullanımı rutinde önerilmez. Bu yaş grubu özellikle riskli saatlerde güneşe çıkarılmamalı, gölgede kalmaları sağlanmalı ve şapka, koruyucu giysilerle kapatmak gibi fiziksel korunma yöntemlerinden yararlanabilir. Bu grup dışında herkesin güneş koruyucusu kullanması önerilmektedir. Güneş koruyucular, UV ışınlarını absorbe eden kimyasal ürünler ile UV ışınlarının yansımasına, saçılmasına neden olan fiziksel ürünler ve her ikisini de içeren güneşten koruyucular olmak üzere üç grupta değerlendirilir. 6 aydan büyük bebek ve çocuklarda, sistemik emilimlerinin olmaması, alerjik reaksiyonlara yol açmamaları, yoğun koruma sağlamaları nedeniyle fiziksel filtre içeren (inorganik) güneş koruyucular tercih edilmelidir.”
CİLT TİPİNE GÖRE SEÇMEK ÖNEMLİ
Doç. Dr. Demir, cilt tipine göre güneş kremi seçiminin oldukça önemli olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
“Kuru ve çok kuru cilt tipine sahip olanlar, yağda su emülsiyonları şeklinde olan krem ya da losyon formlarını, yağlı ve akneye eğilimli cildi olanlar ise su bazlı yağsız ürünler kullanmalıdır. Jel formlar, deride kuruyup yapışmaya engel olduğundan tozlu veya kumlu ortamlarda tercih edilebilir. Stikler, dudaklar için en uygun formlardır. Yüksek koruma sağlayan köpük ve kuru spreyler ise kullanım kolaylığı nedeniyle de çocuklarda tercih edilebilir. Cilt tipine ve uygulanan bölgeye göre, en az 30 SPF (güneş koruma faktörü) içeren güneşten koruyucular kullanılmalıdır. SPF değeri, UVB ışınına karşı koruyuculuğu gösterirken, UVA’ya karşı koruma miktarını göstermemektedir. PPD (Persistent Pigment Darkening-Kalıcı Pigment Koyulaşması), UVA ışınlarına karşı koruma derecesinin ölçümüdür. Güneş koruyucu seçerken hem UVB hem de UVA’ya karşı koruyucu olmasına dikkat etmelidir.”
ARAÇ KULLANIRKEN DE GÜNEŞTEN KORUYUN
Güneş koruyucu ürünlerin gün içinde sık sık tekrarlanması gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Demir, şu değerlendirmede bulundu:
“Güneşten koruyucular, dışarı çıkmadan 30 dakika önce, tüm açıkta kalan alanlara sürülmeli ve 2-3 saatte bir tekrarlanmalıdır. Özellikle bebeklerde ve çocuklarda tercih edilen fiziksel filtre içeren koruyucuların bir avantajı da güneşe çıkmadan hemen önce uygulanabilmesidir. Dudaklar unutulmamalıdır. Önerilen miktar cm2’ye 2 mg’dır. Bu miktar sadece yüz dikkate alındığında kabaca 1/3 çay kaşığı kadardır. Güneşten koruyucular, güneşe maruziyet süresini uzatmak için kullanılmamalıdır. Ayrıca güneş ışınlarından UVA’nın camdan geçtiği unutulmamalı, özellikle araç kullanırken güneş koruyucu kullanımına özen gösterilmelidir. Deride gözeneklerin açık kalmasını sağlamak, siyah nokta, sivilce, egzama başta olmak üzere çeşitli hastalıkların ortaya çıkışını engellemek ve kimyasal maruziyetini azaltmak için akşam yatmadan önce güneş koruyucular ciltten mutlaka temizlenmelidir.”