Koronavirüs salgını sonrası normalleşme sürecinde yurt içi turizm hareketliliğinin yeniden başlamasıyla turist rehberleri de sahaya iniyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, salgın sürecinde turist rehberliği hizmetinde uyulması gereken kurallara ilişkin 9 Haziran’da bir genelge yayınladı. 81 il kültür ve turizm müdürlüğüne, Turist Rehberleri Birliği (TUREB) ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ne (TÜRSAB) gönderilen genelgede, turizm faaliyetlerinin güvenli bir şekilde yapılması amacıyla 18 kural belirlendi.
TUREB tarafından turist rehberlerine salgın ve hijyen konusunda online eğitim verilmesi, rehberlerin kişisel hijyen kurallarına uygun şekilde hareket etmeleri, tur boyunca maske kullanmaları, sosyal mesafe kurallarına uymaları, katılımcıların da gezi sırasında maske takmasına, el hijyenlerine, tuvaletlere güvenli şekilde girip çıkmalarına dikkat etmeleri, açık ve kapalı alanlarda gurubun sosyal mesafe kurallarına göre hareket etmesine özen göstermeleri, genelgede öne çıkan kurallar arasında yer alıyor.
Bir taraftan çalışma kartı olmayan sahte rehberlerle mücadele eden bir taraftan da koronavirüs salgını gibi olağanüstü durumlarda işsizlikle karşı karşıya kalan turist rehberlerinin birçok sorunu var. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turist Rehberlerine Yönelik Kredi Destek Paketi”ni hayata geçirmiş olsa da bu pakete başvuran 2 bin 500 rehberden 800’ünün değerlendirme süreci devam ediyor. Çoğu üniversite mezunu olan, en az bir yabancı dili iyi derecede bilen, uzman oldukları alanlarla ilgili dünyada en iyiler arasında gösterilen Türk turist rehberlerinin yaşadıkları sorunları TUREB Yönetim Kurulu Başkanı Suat Tural anlattı:
Online pandemi eğitimi
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın turist rehberleriyle ilgili yayınladığı genelgede alınan kararları nasıl değerlendiriyorsunuz?
TUREB olarak bu bizim bir süredir üzerinde çalıştığımız, istediğimiz ve beklediğimiz bir genelge. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’la yaptığımız görüşmede bir kez daha dile getirdiğimizde hızlıca çalışması yapıldı ve hayata geçirildi. Bu sebeple teşekkür ederiz. Bu tip çalışmalar başka turizm ülkelerinde de yapılmış olmasına rağmen şimdilik turist rehberliği konusundaki en detaylı genelge diyebilirim. Birlik olarak genelgeyi hızla İngilizce’ye çevirip dünyadaki meslektaşlarımızla da paylaştık. Yeniden canlandırmak istediğimiz turizm hareketliliği içinde, yaşayacağımız rekabette Türkiye’yi bir adım öne çıkaracaktır bu genelge. Meslektaşlarımız için online pandemi eğitimi programımızı da çok kısa zamanda hayata geçiriyoruz. Bakanlığımızın öncülüğünde yaptığımız bu çalışmalar turizmde yaşadığımız sıkıntılı süreci daha hızlı atlatabilmemiz için yardımcı olacaktır.
Koronavirüs salgınıyla rehberlerin sorunları daha da arttı. Bu süreçte rehberler ne gibi sorunlar yaşıyor?
Pandemi sürecinde meslektaşlarımızın yaşadığı en büyük sorun yüzde 100 işsizlikle karşı karşıya kalmış olmalarıdır. Mesleki hareketliliğin azaldığı bir süreçten sonra büyük umutlarla yeni sezona girmeyi beklerken tüm dünyayla birlikte pandemi krizini yaşamaya başladık maalesef. Bu iki sürecin arka arkaya denk gelmesi sorunu bizler için daha da artırdı. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yürüttüğümüz görüşmelerimiz neticesinde “Turist Rehberlerine Yönelik Kredi Destek Paketi”nin hayata geçirilmesinden memnuniyet duyduk. Ancak, halen başvuran 2 bin 500 meslektaşımızdan 800 kadarı değerlendirme sürecinde. Kısa zamanda bu meslektaşlarımızın da olumlu yanıt alabilmesi için çalışıyoruz.
Bir de turist rehberliği mesleğinin tüm turizm endüstrisinde öğretim zorunluluğu olan tek meslek olmasıyla birlikte sahip olduğumuz yetişmiş insan gücünü kaybetmeme çabalarımız içerisinde sağlamaya çalıştığımız istihdam desteği var. Bu konuda daha önce İŞKUR tarafından uygulanmış benzer istihdam destekleri modelleri üzerinde çalışıyoruz. Bakanlığımıza sunacağız.
Tüm turizm endüstrisinde olduğu gibi turist rehberliğinde de yetişmiş insan gücümüzü korumamız gerekiyor. Çünkü Türk turist rehberleri her daim dünyanın en iyileri olarak gösteriliyor. Bunu devam ettirebilmek için mevcut koşullarda istihdam edilebilmelerini sağlamamız lazım. Her biri üniversite mezunu, en az bir yabancı dili iyi derecede bilen ve çeşitli konularda uzmanlık edinmiş rehberlerimizi sektörde tutabilmeliyiz.
Daha önce de belirttiğim gibi meslektaşlarımızı dünyanın diğer rehberlerine karşı bir adım ileri taşıyacak olan pandemi eğitimimizi de kısa sürede hayata geçireceğiz. Ayrıca mesleğimizin her daim kanayan yarası olan “sahte rehberlik” sorunu da var. Bu süreçten önce yolculara yönelik bilgilendirme çalışmalarımıza başlamıştık. Bu süreçten sonra da buna devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti yasaları gereği turist rehberliği de avukatlık, doktorluk gibi bir meslektir ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ruhsatnamesi ile TUREB Çalışma Kartı olmayan hiç kimse, rehberlik veya başka bir isim altında bu mesleği icra edemez. Halkımız ve Türk turizmi için de bilinçlendirme çalışmaları ve denetimler yaparak “sahte rehberliği” ortadan kaldırmaya gayret edeceğiz.
‘Umutlu olmak zorundayız’
2020 yaz sezonundan umutlu musunuz?
Umutlu olmak zorundayız. Şahsen, dünyanın daha uzun süre kapalı kalabileceğini sanmıyorum. İnsanoğlunun içinde karşı konulamaz bir yaşama, deneyimleme, görme, öğrenme arzusu var. İnsanlar artık eskisi gibi sadece ev, araba ekseninde düşünmüyorlar.
Paranın bir araç olduğu açıkça ortaya çıktı. Bu aracı da yaşamını zenginleştirmek için kullanan insan sayısı her geçen gün artıyor. Elbette, yüzde 100 verimli bir sezon geçiremeyeceğiz. Ancak ne kadarını verimli geçirirsek o kadar iyi olacak. Öncelikli hareketlilik elbette iç turizmde olacak. Seyahat acentelerinin çeşitli farklı uygulamalarla az da olsa program satışlarına başladığını görebiliyoruz. Özellikle iç turizmin canlanmasıyla gezmeye başlayacak olan herkesin “sahte rehberlere” karşı çok dikkatli olması gerekiyor.
Böylesine hassas bir dönemde ve sonrasında da sürekli olarak vatandaşlarımızın hijyenik kurallara uygun, sağlıklı, güvenli ve tabii ki Lisanslı Turist Rehberi bulunan turları ve bu koşulları sağlayan turizm acentelerini tercih etmeleri gerekiyor. Bu konuda da bilinci artırabilirsek bundan sonrası için endüstri olarak ihtiyaç duyduğumuz can suyunun tüm paydaşlara sağlanabileceğini umarım.
‘Öncelik, süreci atlatmak’
Tekrar salgın olması durumunda yaşanacak olumsuzluklar karşısında rehberlere yönelik ne gibi önlemler almayı planlıyorsunuz?
Her krizde ilk etkilenen sektör turizm oluyor. Ancak biz sadece bu kriz zamanlarında değil de genel anlamda turist rehberleri için sosyal yardımlaşma ve dayanışma ağını kurabilmek adına çalışıyoruz. Bu gibi durumlarda en önemli önlem iş kaybı yaşamamak, iş kaybı yaşansa da gelir kaybı yaşamamak olarak karşımıza çıkıyor. Buna yönelik önlemler almaya çalışacağız.
Elbette önceliğimiz bu süreci atlatabilmek ve normale dönebilmek. Mesleğimizin geçmişi yüzyıllara uzansa da meslek yasamız henüz yeni. Türk turist rehberleri bu krizin ardından TUREB ve odalarımız çatısı altında bu gibi durumlar için önlem alabilmek adına bir araya gelecektir.