Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının öncelikle sağlıkla ilgili olsa da sonuçları itibarıyla hayatın hemen her alanını etkilediğini belirterek, “İş gücü piyasasından ticarete, kişisel ilişkilerden kamu güvenliğine kadar pek çok alanda salgının artçı sarsıntılarına şimdiden şahit oluyoruz. Sadece maddi zenginliğin sosyal adaleti ve eşitliği temin etmeye yetmediği, bu süreçte acı bir şekilde ortaya çıkmıştır” dedi.
Canlanma başladı
Erdoğan, İslam Kalkınma Bankası’nın kuruluşu olan İslami Araştırma ve Eğitim Enstitüsü’nün koordinasyonunda, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Uluslararası İslam Ekonomi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin ulusal ve uluslararası kuruluşlarla iş birliğiyle bu yıl 12. kez düzenlenen ‘Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’na (IIEFC) telekonferansla katıldı.
2020 yılı ilk çeyrek büyüme rakamları yüzde 4.5 ile Türkiye’nin sadece sağlıkta değil, ekonomide de diğer ülkelerden pozitif ayrıştığını göstermiştir. İstihdam rakamlarında da olumlu bir ivme yakaladık. İkinci çeyrekte salgın tedbirleri sebebiyle kısmi bir gerileme olsa da yılın tamamı için çok ümitvar bir tablo bekliyoruz. Objektifliğini ve inandırıcılığını yitirmiş kredi derecelendirme kuruluşlarının tahminlerini nazar-ı dikkate almıyoruz. Normalleşme takvimini hayata geçirmemizle birlikte üretim, ticaret ve turizm yeniden canlanmaya başladı.”
Obez modele karşı İslam iktisadı
Türkiye’nin salgını yönetmedeki başarısının, ülkeye yönelik ilgiyi daha da artırdığını vurgulayan Erdoğan, “İnşallah önümüzdeki dönemde bu ilgiyi fırsata çevirerek, krizden güçlenerek çıkmayı planlıyoruz” dedi.
Finansal sistemin ekonomik faaliyetlerin tamamını domine eder hale geldiğine dikkat çeken Erdoğan şöyle konuştu:
Hedef yüzde 20
“Aşırı finanslaşma, toplumsal ve insani maliyetlerin dikkate alınmadığı, sadece rant kaygısıyla hareket eden obez bir ekonomik model ortaya çıkarmıştır. İnsani, ahlaki ve çevreci karakteri faizi ve sömürüyü reddeden yapısıyla İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır.”
Erdoğan, Türkiye’de son 18 yılda katılım ortaklığına dayalı alternatif modellerin finans sistemine entegre edilmesi için pek çok önemli adım atıldığını vurgulayarak, “İslami finans kurumlarımızın sektörden aldığı pay 2002 yılında yüzde 2 bile değilken, biz bunu 3 kattan fazla artışla yüzde 6.3’e yükselttik. Ülkemizde katılım finansının potansiyelinin yüzde 20’ye yakın olduğunu gösteren araştırmalar bulunuyor. 2025’e kadar bu oranları yakalamayı planlıyoruz. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan İstanbulumuzu İslami finans ve ekonominin de merkezi yapmayı hedefliyoruz” dedi.