Sakarya’nın Hendek ilçesindeki göçerlerin, her yıl okulların tatil olmasıyla başlayan zorlu göç yolculuğu, yeni tip corona virüs (kovid 19) tedbirleri kapsamında geçilen normalleşme süreciyle başladı.
Dikmen Mahallesi’nde, adeta gelin gibi süsledikleri hayvanlarını her yıl şenlik havasında Dikmen Yaylası’na çıkaran köylüler, bu yıl corona virüs nedeniyle yaylaya ayrı ayrı çıkarmak zorunda kaldı.
Çevre illerden gelen vatandaşların ilgiyle izlediği göç, bu yıl tedbirlerden dolayı sessiz gerçekleşti.
Her şeye rağmen geleneği sürdürmek isteyen köylüler, bu yıl da hayvanlarını boyayıp süsledi, yöresel kıyafetlerini giyip zorlu göç yoluna çıktı.Ayşe Köseoğlu ise örf ve adetleri dolayısıyla geleneksel elbiselerini giydiğini, hayvanlarını süsleyip yaylaya çıktığını anlatarak, şenlik havasında köylülerin toplu olarak göç ettiğini ancak bu yıl salgın nedeniyle ayrı ayrı çıktıklarını ve mesafeyi koruduklarını dile getirdi.
Köylülerin süslediği hayvanların zil ve çan sesleri, adeta melodinin içindeki ritim duygusuyla yaylanın sessizliğini bozarken, köylüler, 10 kilometrelik zorlu yolu yüzlerce hayvanla katediyor, eşyalarını traktörlerle taşıyor.
Dikmen Mahallesi Muhtarı Menderes Ayvaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geleneklerini sürdürmek için bu yıl 113. yayla göçünü yaptıklarını söyledi.
Her yıl bu ayda göç yapıldığını belirten Ayvaz, “Akşamdan hayvanları yıkarız, güzel bir şekilde boyayıp süsleriz.
Onlara püsküller yaparız. Bu, yıllardır atalarımızın sürdürdüğü gelenektir. Bu olaya şahit olmak isteyen, hatta çevre illerden gelen vatandaşlarımız adeta sinemadaymış gibi göçümüzü izler ancak bu yıl parça parça çıkılıyor.
Dün akşam göç başladı yarına kadar bu göç devam edecek.” diye konuştu.
Ayvaz, daha önceleri temmuzun ilk haftasında yayla şenliklerinin yapıldığını ancak bu yıl koronovirüs nedeniyle iptal ettiklerini dile getirdi.
Hayvanlarını yaylaya çıkaran İlter Köse ise akşamdan hayvanlarını süsleyip sabah da zillerini taktığını anlattı.
Kasım ayına kadar yaylada hayvan otlattığını aktaran Köse, şunları kaydetti:”5 büyükbaş hayvanım var, 150 tane küçükbaş hayvanım var.
Allah nasip ederse kar yağana kadar buradayız. Çocukluğumdan beri buradayım, bu işi yapıyorum. Burası hayvanı besleme açısından daha rahat oluyor. Geçim kaynağımız hayvancılık.
Kardeşimlerimle toplam 300 hayvanla yaylaya çıktık. Tavuklarımız var, yumurta yapıyor, peynir, keçi sütü, tereyağı yoğurt gibi ürünler yapıyoruz. Köyden daha verimli ve vitaminli olur. Burası adeta market gibi ürettiklerimizi satabiliyoruz.”
Ayşe Alet de her yıl hayvanlarını yıkayıp süsleyip yaylaya çıktıklarını belirterek, “Gelir burada. Yağımızı, peynirimizi yapıp satarız sonra köye fındığa ineriz. Her yıl şenlikle göç ediyorduk ama bu yıl hastalık nedeniyle üzgün geçti. Ayrı ayrı gelmeye çalıştık ama gene hayvanlarımızı süsledik getirdik. Ben geleneğimi, göreneğimi bırakamam. Her yıl bizi izlemeye gelen misafirlerimiz vardı, bu yıl hastalık nedeniyle gelemediler.” ifadelerini kullandı.