Aşıkpaşazade Anlatıyor

Bir aşk hikayesinin çevresinde gelişen bu fetih olayını Aşıkpaşazade’nin 1476’da yazmaya başladığı Tevarih-i Al-i Osman’dan (Osmanogulları Tarihi), günümüz imlasıyla ama yazarın cümlelerine dokunmadan olduğu gibi aktarıyoruz:
“Konur Alp, Akyazı’yı ve Konrapa elini ve Bolu ve Mudurnu vilayetini mukarrer etti (yer edindi). Ve döndü. Ve gene Kara Çepiş’e ve Ap Suyu’na geldi. Ve Gazi Rahman’ı (Abdurrahman) orada koyup kendi gene gitti. Akça Koca’yı Kandıra’ya varmağa. Onlara dahi er koydu (bıraktı). Maksatları Samandıra’ya varmak oldu.

“Elhasılı bunlar gece ve gündüz kafir ile kah cenk ve kah müdara (barış) etmek oldular. Bir gün Şamandıra tekfurunuj”] oğlu ölmüş idi, Bu kafirler meyyitin (ölünün) üzerine cem olmuşlar. Gaziler dahi fırsat buldular. Kafirler hisar önündeyiken basmışlar. Tekfuru tutmuşlar. Samandıra hisarı fetholundu.

‘Tekfurunu Aydos’un hisarına iletmişler: ‘Gelin, bu tekfuru ılın, hisarınızı bize verin’ demişler. Kafirler eyitmişlerki: ‘Varın, başını kesin, etini pişirin, yiyin.’ Ahır bu tekfur eyitmiş: “Beni İstanbul’a iletin. Beni orada satun’ demiş. Orhan Gazi’ye haber gönderdiler kim ‘Bu tekfuru satalım mı? Veya öldürelim mi?’ dediler. Orhan Gazi eyitmiş: ‘Satın. Gazilere harçlık olsun’ dedi. “Gelmişler, İstanbul’a haber göndermişler. İstanbul kafirleri eyitmişler: ‘Ne adam satarız ve ne alırız’ demişler. Cem olmuş leşkerleri (askerleri) var idi. Gönderdiler. Tutuştular. Kafiri bastılar. İyi kırgın oldu. “Elhasılı Şamandıra tekfurunu İznigimid (İzmit) tekfuru satın aldı. Akça Koca geldi. Samandıra’yı hisar edindi. İstanbul tekfuru ile ve Aydos tekfuru ile’ daim cenk eder oldu. Ve her vakit Akça Koca ile gaziler at arkasından inmezler idi. Onun için ki İstanbul tekfurunun cengi eksik değil idi. Onun için ki bu Aydos hisarından Türkü sürmek isterler idi. Akça Koca etrafın Köylerini mukarrer etmiş idi (yer edinmişti) emn ü aman ile (emniyet ve asayişle). “Meğer tekfurun (Aydos) bir kızı var imiş. Bir gece Hazret-i Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemi düşünde görmüş. Bu kız kendini bir çukurda görür bir mahbup suretli latif kişi gelir. Bunu çukurdan çıkarır. Giydiği giyeceklerini dahi çıkarır. Yabana atar. Bunun gövdesini yur (yıkar). Ve harir (İpek) giyecekler giydirir. Kız uyanır. Gördüğü düşe acaba kalır (şaşar). Ve ille bu gördüğü kişinin hayali kızın aklını alır. Gece ve gündüz hayali gözünden ve gönlünden gitmez.

Nazım(Şiir)

Onun kim can gözü o dostu gördü/
Heminden gördü varın dosta verdi
Gönül şehrinde o dost kaldı ancak/
Fikir dağıldı aklın yele verdi
Taaccüp etmen onu ey azizler
Onu kim görmedi can gözü gördü
Aşıkı aşkta iki mana vardır/
Biri zahir biri dost mana oldu

“Çünkü kız bu düşü gördü, kendi kendisine eydür: ‘Benim halim ne oldu ki beni bu çukurdan çıkardı. Gayri (başka) giyecek .giydirdi. Ve hem durduğum yerden erdi (gitti). Malum oldu oldu ki benim halim bir türlü dahi dönse gerektir’dedi.
“Döner yürür idi. Daim bu hali fikredip yürür iken nagah (ansızın) Türk gelip cenk ettiler. Hisardakiler dahi cenge başladılar. Kız eydür: ‘Ben dahi varayım, cenk edeyim’der. Geldi, gördü. 0 gördüğü çukurdan çıkaran kişi bu leşkerin (askerin) ulusudur. Kız eydür: ‘Hey! bildim hal neymiş.’ “Fil hal (hemen) evlerine vardı. Rumca bir kağıt yazdı. Düş macerasını bildirdi. Ve dahi eyitti. :’Göçün. Bu hisarın üzerinden gidin. ‘Bir gece tayin etti. Ve eyitti ki: ‘İtikat ettiğiniz kişilerden birkaç kişi gönderin ben hisarı size vereyim’ dedi. Ve bu kağıdı bir taşa yapıştırdı. Cenk eder gibi oldu. 0 taşı attı. Taş geldi Gazi Rahman’ın önüne düştü. Gazi Rahman gördü, bir tas, üzerine mektup yapıştırılmış. Hemen taşı aldı. Akça Koca’ya iletti. Bir Rumca okur kişi buldular. Mektup içindeki haberi bildiler. Ve hem inandılar.

“Akça Koca eyitti: ‘Gaziler! Bu yola başını kimdir ki koya, hak yolunda bir nişan koya. Ve ben dahi hem onunla bile (birlikte) olam ‘dedi ileri geldi, Gazi Rahman eydür: ‘Buna bir hal dahi edelim. ‘ Sordular ki: ‘Nedir ?’ 0 eyitti: ‘ Oturduğumuz Hisarı oda vuralım (ateşe verelim)’ dedi. Kabul ettiler. Hemen geldiler, Samandıra’yı oda yaktılar. Kendileri göçtüler, gittiler.

“Aydos hisarının kafirleri gayet şad oldular. Tene’ümler etmeğe (Yiyip içmeye) başladılar. Kızın dahi vadesi tamam oldu. Hemen gece ile Gazi Rahman bir nice gazi ile kızın dediği yere geldi. Kız dahi intizar idi (bekliyordu). Kız Gazi Rahman’ı. gördü. Hisar bedenine ip bağladı. Aşağı sarkıttı. Gazi Rahman filhal (hemen) ipe yapıştı. Şol ankebut (örümcek) misal ipi devşirip tarfetü’1-ayn içinde (göz açıp kapayıncaya kadar) hisara çıktı. Kız ile buluştu. Hisarın kapısına vardılar. Kapıcıyı paraladılar.Kapıyı açtılar. Hazır olan gaziler koyuldular. Doğru tekfurun sarayına vardılar. Tekfur geceden ferah olup sohbet etmiş idi. Sarhoş yatar idi. Boğazın aldılar. Sabah oluncaya değin Akça Koca dahi erişti. Hisarı zaptettiler.

Nazım(Şiir)

Samandıra’yı yıktı uş eri gör
Ne işler ettirir bir iş eri gör
Döküp kanlar ve başlar oynadılar
Bu gaziler olan serverleri gör
Cihana doğru geldi doğru gitti
Şol ok gibi duran doğruları gör
Nereye ok varırsa mecruh eder
01 oku atan u serverleri gör
Atan u attıran gayret eridir
01 arada olan mazharları gör

“Çünkü Allah fazlı ile hisar fetholundu. Tekfuru kızı ile Gazi Rahman’a verdiler. Orhan Gazi’ye gönderdiler. Gazi Rahman dahi geldi. Orhan’ı Yeni Şehir’de buldu. Haber ne ise verdi. Tekfuru ve kızını ve malını Orhan Gazi’ye teslim etti. Orhan Gazi dahi kızı Gazi Rahman’a verdi getirdiği maldan dahi hayli nesne verdi.
“Ve bu zamanda bir Karaca Rahman dahi söylenir. 0 dahi o Gazi Rahman’m neslindendir. 0 dahi İstanbul’a hayli iş edip durur. Ta onun zamanında İstanbul’da oğlancıklar aglasalar korkuturlar idi ki: ‘ Ağlama! Karaca Rahman geliyor’derler idi.

“Hey azizler! bu menakıbı ki fakir yazdım, vallahi cemisine (hepsine) ilmim erdi. Ondan yazdım. Sanmayın ki yabandan (başkasından) yazdım”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir