Birçok insan için suyosunu, yazın plajda gezerken ayağına dolaşan, tiksindikleri bir deniz bitkisi. Peki, onların gezegeni kurtaracak bileşenlere sahip olduklarını biliyor muydunuz? Binlerce yıldır atalarımız bu yosunları yedi, yetiştirdi veya gübre olarak kullandı. Bugün suyosunlarının, bileşenlerinin endüstride değerlendirilmesinden geri dönüştürülebilir plastikler üretmeye kadar birçok kullanım alanı var.
Ancak yararları burada bitmiyor. Büyük ölçekli suyosunu “ormanları”, su ürünleri yetiştiriciliğinin verimliliğini artırmanın yanı sıra azalan biyolojik çeşitliliği geri getirerek okyanusları temizleyebilir. Havadan karbondioksit emebilir ve diğer sera gazlarının emisyonunu engellemeye yardımcı olabilir. Bu çok yönlülüğü, onu inanılmaz derecede değerli haline getiriyor. Bazı araştırmacılara göre suyosunları o kadar önemli ki uygarlığı bile kurtarabilir. Ancak insanlar, doğanın diğer unsurlarına olduğu gibi suyosunlarına da kötü davranıyor. Bazı yabani popülasyonlar aşırı hasada maruz kalıyor.
Şimdilik, suyosunu hasadı nispeten niş bir endüstri. Kanada’daki Acadian Seaplants’ten M. Lynn Cornish’in raporuna göre 32 ülke, yılda 800 bin tondan fazla yabani suyosunu hasat ediyor. Açık okyanusta suyosunu yetiştiriciliği potansiyeli de hayli yüksek. Okyanusun sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek için hükümet ve endüstri ile birlikte çalışan uluslararası bir grup, “Sürdürülebilir Okyanus Ekonomisi için Üst Düzey Panel”de “Denizden Gelen Gıdanın Geleceği” başlıklı bir rapor yayımladı.
Rapor, su yosununun parlak geleceğinin ana hatlarını çiziyor: Okyanuslardan yılda 364 milyon ton hayvansal protein -özellikle balık ve kabuklu deniz ürünleri- tedarik edilmesi öngörülüyor. Bu, 2050 yılına kadar artarak 9.1 milyarı bulacak insan nüfusunu beslemek için gereken miktarın üçte ikisinden fazlası ve suyosunları, bunu başarmak için çok önemli olabilir. Çünkü okyanus ekosistemi için tam bir nefes ve canlılık kaynağı.
UMUT VERİCİ
Metan azaltımı, doğru yönde önemli bir adım olmakla birlikte karbondioksitin azaltılmasıyla karşılaştırıldığında küçük bir değişiklik. Çünkü küresel ısınmaya neden olarak deniz seviyesinin yükselmesinin sorumluluğu CO2’de. Suyosunu, dikkat çekici bir şekilde bu konuda da bize yardımcı oluyor.
Birincisi, tıpkı bitkiler gibi fotosentez yapıyorlar; bu yüzden atmosferden CO2’yi emebiliyorlar. 2017’de yapılan bir araştırma, ticari suyosunu çiftliklerinin her yıl 2.8 milyon ton CO2’yi tuttuğunu keşfetti. Ve suyosunları, petrol ve doğalgazın yerini alabilecek biyoyakıtlar yapmak için de işlenebiliyor. İşte bu umut verici. Biyoyakıtların suyosunundan elde edilmesi, olumsuz etkilerden herhangi biri olmadan CO2’yi uzaklaştırmanın bir yolu! Sidney’deki Avustralya Müzesi’nden Tim Flannery de bu uygulamayı destekleyenler arasında. Flannery, okyanusta suyosunu yetiştiren büyük çiftlikler yaratmak ve daha sonra emdiği tüm CO2 ile birlikte biyokütleyi derine batırmak istiyor.
Fiji’deki Güney Pasifik Üniversitesi’nden Antoine de Ramon N’Yeurt da 2012’deki çalışmasında, okyanusun yüzde 9’unu kaplayan suyosunu ormanlarının atmosferik CO2’yi sanayi öncesi seviyelere indirebileceğini öngörmüştü.
METAN EMİSYONU DÜŞTÜ
Geviş getiren hayvanlara suyosunu yedirmenin, metan emisyonlarını azalttığına dair kanıtlar artıyor. Özellikle Asparagopsis adı verilen bir kırmızı alg cinsinin bu konuda çok işe yaradığı öğrenildi.
Kaliforniya Üniversitesi’nden Ermias Kebreab ve ekibi, 12 ineği kırmızı suyosunuyla beslemeye çalıştığında üç haftada metan emisyonunun yüzde 67’ye kadar düştüğünü gözlemledi.