Şansal Büyüka: “Düşüş değil çöküş”

ABONE OL

Şansal Büyüka ile dobra dobra

Ligi zirvede bırakan Galatasaray’dan kalan sekiz hafta için bir “düşüş” bekliyordum. Ama bu kadar keskin bir “çöküş” beklemiyordum. Galatasaray’ın “zorunlu” arada çok ağır travmalar geçirdiğini kabul ediyorum. Buna rağmen, her şeye rağmen, sahada en azından adına yakışır bir Galatasaray beklerdim.- Muslera’nın ağır sakatlığı elbette moralleri yerle bir etti. Ama Muslera’nın sakatlandığı ilk çeyreğe kadar da Galatasaray takımı ortada yoktu. Muslera travmasına rağmen son 20 dakikada maçı tek kaleye çeviriyorsan, pozisyon yakalıyorsan, bu dakikaya kadar neredeydin?

– Fatih Hoca “Zihinsel ve fiziksel olarak neredeyiz, meraktayım” demişti. Görüldü ki Galatasaray takımı bu zorunlu kesinti döneminde kötü dağılmış. Zihinsel ve fiziksel olarak çakılmış.- Hepimiz insanız, duygularımız var, korkularımız var. Galatasaray takımındaki çok sayıdaki kiralık oyuncu acaba bu pandemi döneminde “Önce ben, sonra futbol” mu dedi acaba?

– Bu salgın başladığında Galatasaraylı önemli oyuncular, “Ligi oynamayalım, sezon iptal edilsin” diye ufak çaplı girişimler yapmışlardı. Acaba bu etki ve düşünceyi bugüne kadar taşıdılar mı?- Bir takımın hayati organı hiç kuşkusuz omurgası… Yani kalecisi, stoperi ve santrforu… Marcao ile Muslera’yı kaybeden, yani omurgası kırılan Galatasaray’ın belini doğrultması kolay değil…

-Bir takım bir sezonda ancak bu kadar kötülük yaşar… Hastalıklar, sakatlıklar Galatasaray’ın yakasına yapıştı, bırakmıyor. Maç kritiğinde yazmıştım, bugün yineliyeyim; Bu sezon, sanki Galatasaray’ı istemiyor, reddediyor gibi…

Beş yaşındaki çocuk verirdi!Rizespor – Galatasaray maçının hakemi Yaşar Kemal Uğurlu verdiği kararlar nedeniyle çok ağır eleştiriliyor. Ben de eleştirenler arasındayım. Ama verdiği ya da vermediği penaltı iddiaları ile ilgili değil… Yaşar Kemal Uğurlu’ya benim eleştirim çok daha farklı…Penaltı pozisyonlarında verirsin, vermezsin. Sonuçta bir taktir hakkın var. Ancaaak; ilk yarının sonlarına doğru Morozyuk’un Ömer Bayram’a çok sert bir faulü var. Kırmızıyı bile zorlayacak çok net bir sarı kart… Hayret, Yaşar Kemal Uğurlu faulü verdi, sarı kart göstermeye ihtiyaç duymadı.

Hemen dört dakika sonrası, aynı Morozyuk, Rize ceza alanın önünde, Feghouli’yi arkadan çekip indirdi. Banko sarı… Sarı kere sarı… Beş yaşındaki çocuk verir, Yaşar Kemal Uğurlu vermedi.Dört dakika içinde göre göre çok açık, çok net, tartışması bile olmayacak iki sarı kartı verse Rize 10 kişi kalacak, belki de maçın akışı başka yöne kayacaktı. Benim Yaşar Kemal Uğurlu’ya itirazım ve eleştirim buna…

Bunu hak etmedi

Fernando Muslera… 33 yaşında… 8 yıldır Türkiye’de…-5 Süper Lig şampiyonluğu…- 4 Türkiye Kupası şampiyonluğu…- 4 Süper Kupa şampiyonluğu var.- 8 yılda toplam 13 kupa…Muslera bu kadar başarıdan sonra böylesine dramatik bir finali asla hak etmedi.

Okan’ın performansı

Muslera’nın yerini doldurmak asla mümkün değil… Rize maçında Muslera sonrası oyuna giren Okan Kocuk, hiç olmazsa penaltıyı kurtararak, gelecek maçlar adına, kendi adına ve taraftar adına bir güven tazeledi. Ayrıntı gibi görünebilir ama Okan’ın performansı, morali ve özgüveni için son derece önemli…

Hoş olmadı

Galatasaray geçen sezon Türkiye Kupası maçında Rizespor’u son dakikalarda gelen çok bariz bir hakem hatası ile elemişti. Rizespor bu hafta Galatasaray’ı yenince Başkan Hasan Kartal, o maça gönderme yapıp “Allah’ın elinde sopası yok” dedi. Normal bir maçtan sonra bu söylenebilir. Ama rakibin en önemli oyuncusunun kaval kemiğinin kırıldığı, bir başka oyuncusunun sezonu kapattığı maçtan sonra söylenmez. Açıkçası hoş olmadı.

Fenerbahçe’de neler olmalı?

Fenerbahçe’yi yeni sezonu düşünerek çok dikkatle izledim. Kestirmeden söyleyeceklerim şudur:-Fenerbahçe bu yan pas ve geri pas abartısından vazgeçmeli…-Hızlı hücumu hatırlamalı…- Gustavo’yu biraz daha önde oynatmalı…- Mümkünse Emre’yi ikna edip, önümüzdeki sezon sıkıntılı maçlarda hiç olmazsa 15-20 dakikalığına sahaya atmalı…- Transferde gençlik kadar, kaliteyi de dikkate almalı…

İntihar gibi

-Kayseri ligden düşerse hiç ağlamasın. 80 dakika 10 kişi oynayan Fenerbahçe karşısında 1-0 öne geçti, farka gidecek pozisyonları kaçırdı ve son üç dakikada yediği iki golle mağlup oldu. İntihar etmek buna denir.- Göztepe’de seyirci varsa her şey tamam, Göztepe’de seyirci yoksa her şey eksik… Hele o Halil ile Serdar Gürler ne kadar kötü başladılar. Sahada üç aydır evde yasaklı kalan ve sadece hafta sonları iki saat gezmeye çıkabilen 65 yaş üstü “kıdemli” vatandaşlar gibiydiler.

– Tehlike bölgesinden kurtulmak ve ligde kalmak için 6 puanlık maçlar önemli… Nitekim Kasımpaşa deplasmanda Malatyaspor’u yendi ve 3 puan değil, 6 puan birden aldı.- Malatyaspor galibiyeti unuttu ve bir anda adeta puan cetvelinin tehlike bölgesine doğru çakıldı. Şunu kabul edelim ; Sergen Yalçın gittikten sonra Malatyaspor’un iki yakası bir araya gelmedi.-Futbolun vazgeçilmez kuralı… Atamayana atarlar… Konyaspor deplasmanda Gençlerbirliği’ne oranla çok daha iyi oynadı. Ama golleri Gençlerbirliği atınca 6 puanlık maçı kazandı.

Okumuş cahiller!

Caddebostan’da oturuyorum. Çok uzun yıllardır Caddebostan Sahili’nde yürürüm. Kısıtlamaların sonrasında yaşanan kalabalığı, yoğunluğu ilk kez gördüm. Maske yok, mesafe yok, önlem yok. Saldım çayıra, mevlam kayıra…Bu ve benzeri görüntülerin sonucu: Vaka sayısı çok kısa sürede ikiye katladı. Görünen köy, kılavuz istemez misali…Sağlık Bakanı, her gün adeta yalvarıyor, kendini parçalıyor, Dinleyen, umursayan yok. Millet “asrın belası” ile sanki dalga geçiyor.Zaten bu ülkenin başına ne geliyorsa okumuş cahillerle, zırcahillerden gelmiyor mu?

En iyiler

-Campi, Abdülkadir (Trabzon)-Altay, Emre (F.Bahçe)- Clichy (Başakşehir)-Boffin, Kudryashov (Antalya)-Thiam (K.Paşa)- Tarık, Diamonde(Rizespor)- Günay (G. Antep)- Scarioni (A. Gücü)

En kötüler

– Serdar, Halil (Göztepe)- Ozan Tufan (F.Bahçe)-Vida, Ruiz, Güven (Beşiktaş)-Adem, Saracchi, Falcao (G.Saray)-Zeki (Denizli)

Bu kadronun hakkını verin

Başakşehir iki sezondur, son haftalarda “kıl payı” kaçırdığı şampiyonluğun bu sezon da en güçlü adaylarından biri… Ancaaak…-Başakşehir ne kadar yavaş oynuyor. Ne kadar yan ve gereksiz pas yapıyor. Tamam, bu Başakşehir’in alışılmış ve yerleşik oyunu ama sanki biraz abarttılar.-Başakşehir sahada organize bir görüntü vermesine rağmen, yavaş hücum anlayışıyla rakip savunmanın kapanmasına izin veriyor.-Demba Ba ve Crivelli gibi iki golcüyü birden sahaya sürmek elbette önemli, yürekli bir karar… Ancak Crivelli kenara geçtiğinde etkisi ve üretimi sıfırlanıyor. Golden ciddi anlamda uzaklaşıyor. Yok mu bunun bir çaresi?

– Başakşehir, eski maçlara oranla rakibinin kendi yarı alanında, hatta ceza alanı çevresinde oynamasına çok rahat izin veriyor. Orta sahasında eski öldürücü markaj anlayışı yok.-35’lik Clichy‘si mükemmel… Dünya markası Robinho 5. yedek olarak oyuna giriyor. Başakşehir bu kadronun hakkının vermeli…

Büyük takım bu olmalı

Trabzonspor bıraktığı yerden başladı. Dünyayı teslim alan salgına, UEFA’dan yediği darbeye rağmen… Yalpalamadan, yıkılmadan Göztepe maçıyla süper bir başlangıç yaptı. Neresinden başlayalım…- Daha oyunun hemen başı… Sol beki Novak ile mutlak bir tehlike yarattı, kaleci Beto kurtardı. Sağ beki Pereira hücum yaptı, asist yaptı, 1-0 öne geçti. Göztepe atak yaparken baktım, Ekuban sağ bekte, Nwakaeme sol bekte… Gerektiğinde iki bek açık oluyor, gerekirse iki uç adamı beklerde görev yapıyor. Böyle etkili ve oyun disiplinini sadık kenar adamları bu ligde başka takımda yok.- Hücumda Ekuban, Sörloth, Nwakaeme… Hangisini tutacaksın? Böyle hücum üçlüsü Süper Lig’in hiçbir takımında yok.-Trabzonspor’un kazandığı penaltıda Sörloth söke söke 50 metre top taşıyıp penaltıyı aldı. Hem de Poko gibi bu ligin vücut vücuda temaslı oyununda, en sert, en acımasız futbolcu ile boğuşarak, adeta kavga ederek… Bu ne güç, bu ne hırs, bu ne dayanıklılık böyle…

-Abdülkadir, üçüncü golde, savunmanın arkasına atılan topla buluşmak için gerilerden kopup 40 metre depar attı. Süper zamanlamayla topla buluşup golü yaptı. Çağdaş futbolda ders niyetine gösterilecek topsuz, örnek bir koşu bu…-Göztepe penaltı kazandı, Alpaslan gibi iyi bir penaltıcı topun başına geçmesine rağmen içimden bir ses “Uğurcan kalesinde büyür, bu golü yemez” düşüncesi geçti. Büyük kaleciliğin yansıması bu olmalı…- Sosa gibi bir usta oynamadı, aranmadı. Guilherme daha ilk yarıda atıldı, buna rağmen Trabzonspor çaresiz kalmadı, rakibine teslim olmadı. Büyük takım bu olmalı…

Puana değil aboneye göre

Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu maç sonrasında, “Birinci takımın maçı 2. kanaldan, 7. takımın maçı 1. kanaldan yayınlanıyor” diye Digitürk’ü eleştirdi. Puan cetveline baktığınızda başkan kendi açısından haklı…Ama benim bildiğim, Digitürk’te maçların yayınlanacağı kanal puan cetvelindeki sıralamaya göre değil, taraftarların ve abonelerin ağırlığına göre düzenleniyor. Çok uzun yıllardır böyle… Gene benim bildiğim, abone yoğunluğu konusunda Fenerbahçe ve G.Saray diğer takımlara oranla uzak ara öndeler. Hem de bayağı öndeler. Digitürk haklı…

1 numaralar…

-Beşiktaş karşısında Antalyasporlu Boffin…-Kayseri karşısında F.Bahçeli Altay…- G .Saray karşısında Rizesporlu Tarık…-F.Bahçe karşısında Kayserisporlu Lung…-Ankaragücü karşısında G.Antepli Günay…

Alkışlanan goller

-Kasımpaşalı Thiam’ın ikinci golü…-Ankaragücülü Scarione’nin müthiş golü…-Kayserili Mensah’ın frikik golü…-F.Bahçeli Gustavo’nun uzaktan golü…-G.Birliği’den Giovanni Sio’nun golü…

Ben tabelaya bakarım

Sergen Yalçın’ın maç sonrası açıklamalarına bayılıyorum. Ne kadar gerçekçi… Ne kadar yansız… Futbola ne kadar saygılı… Ne kadar yalın, anlaşılır bir üslup… Yenilgiye bahane aramıyor, oyuncularını ve oyunu zarif biçimde eleştirmekten sakınmıyor. Gerçekleri söylemekten kaçınmıyor. En önemlisi “İstatistiğe saygılar. Ama ben tabelaya bakarım” diyor.

Burak yoksa gol de yok

Beşiktaş – Antalya maçının 10 üstünden röntgeni… İlk yarıda Beşiktaş: 0 -İkinci yarıda Beşiktaş: 8-İlk yarıda Antalya: 10 -İkinci yarıda Antalya: 2 -Beşiktaş şunu gördü : Burak Yılmaz yoksa, gol de yok.-Antalya şunu gördü: Bu yaşlı kadro ikinci yarıları kaldırmaz.

CANLI BAHİS, Misli.com’da başladı!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir